Diyanet-Sen Genel Başkanı Bayraktutar; Fahri Kuran Kursu Hocalarına verilen 700 liranın bir anlamının olmadığını, manevi kimlik bunalımı yaşayan bu kardeşlerimizin hiçbir karşılık almadan da görevlerini ifa edeceğini söyledi.Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar Karabük’te üyeleri ile bir araya geldi. Bayraktutar; Fahri Kuran Kursu Hocalarına verilen 700 liranın bir anlamının olmadığını, manevi kimlik bunalımı yaşayan bu kardeşlerimizin hiçbir karşılık almadan da görevlerini ifa edeceğini söyledi. Yan sınıfta öğrenci okutan kadrolu kardeşlerimizin yaptığı işlerin aynısı yapan bu kardeşlerimizin artık bir cevap beklediğini ifade eden Baytaktutar konuşmalarını söyle sürdürdü; Yeniden büyük Türkiye yolunda hayır için atılan her adım varlığımızı daha da perçinleyecektir. Bugün İslam dünyasının yüzünü çevirdiği Türkiye, geçmişte nasıl ki koruyan, kollayan bir ağabeydi, bugün yine mazlumun yanında, mağdurun yanında, zalimin karşısında olan bir ülke olacaktır. Ülkemizi germek isteyenler olabilir, ülkemizin iç işlerine paralel hatlar döşeyenler olabilir. Ülkemizi dünya ülkeleri arasında sıkıntılı, sorunlu bir ülke olarak göstermek isteyenler olabilir. Bütün bu olabilirlere karşı bir olmayı, birlik olmayı, iri ve diri olmayı şiar edinmiş olan erdemliler hareketiyle engelleri aşıp, dünyanın süper gücü olacağız inşallah. Bugün burada din görevlilerine düşen görev, hakkı haklıyı savunmaktan asla tereddüt etmemektir. Bize düşen bu yürüyüşte üzerimize düşeni yapmaktır. Bizim üzerimize düşen gençliğe sahip çıkıp çukur açanları o çukurlara gömmektir. Bizim üzerimize düşen hakkı anlatmaktır. Bizim üzerimize düşen yetiştirdiğimiz gençliği vatanına, milletine, dinine, Kur’anına bağlı olan bireyler yetiştirmektir. Bu ülke haddi olmadan haddini aşanlardan çok çekti. Bu ülke cin olmadan adam çarpmak isteyen satılmış, satın alınmış insanlardan çok çekti. Artık zamana tabi olmadan, durmadan ilerlemeli, bu hadsizlere hadlerini bildirmeliyiz. Geçmiş yıllarda bize Kızıl Sultan olarak yutturdukları Abdülhamitlerimiz vardı, geçmiş yıllarda sipariş tarih kitapları yazan tarihçilerimiz vardı. O kitaplarla yetiştirilmek istenen gençlik, doksanlı yıllarda şer güçler tarafından kandırılıp çukurlar açtı, askerine milletine silah sıkan canilere dönüştü. Biz geçmişten dersler çıkarmalıyız. Biz dününü bilerek yarınını yetiştirmede daha dikkatli olmalıyız. Bugün Türkiye siyasetinin tanzim ettiği yeni dünya düzeninde kardeşi kardeşe vurdurma yok. Bugün Türkiye’nin tanzim etmek istediği yeni dünya düzeninde ülkeleri taksim etmeye çalışanlara geçit yok. İşte taksimci devletlerin tahammül edemedikleri bunlardı. İşte taksimci zihniyetin şoklarını yaşadığı, Yeniden Büyük Türkiye’nin ayak sesleriydi. Bugün başbakanlar değişiyor, bu ülkede anayasa kitapçığıyla fırlayan kurlar yerinde sayıyor. Şer odaklarının hayretler içerisinde kalıyor. İşte tam da bu noktada ilk söylediğim ifadeye geri dönüyorum. Haddi olmayanların devleti yönettiği dönemlerden, hakkı sahibine teslim ettiğimiz dönemlere geçtik. Hükümet liderleri değişirken, Diyanet alanında en büyük sendikanın Genel Başkanı olarak, etkili ve yetkili sendikanın Genel Başkanı olarak, atılan adımlarda bu güne kadar inançlarımıza bağlılıkla nelerin üstesinden gelmişsek, bundan sonraki süreçlerde de hayır için atılacak adımlarda her zaman var olmaya hazırız. Fakat unutulmamalıdır ki bu toplumun en önemli yapı taşları olan Din görevlilerinin talepleri var, bu talepler KİK görüşmelerinde, Toplu Sözleşme masalarında gündeme getiriliyor, çözüm arayışları aranıyor. Bugün Karabük’te ivedilikle talep ettiğimiz ‘son kez’ kadro sözünü tekrar hatırlatmak istiyoruz. Mağdur olan kardeşlerimiz var, bu kardeşlerimiz eşit statüde görev yaptıkları halde, bütün haklardan mahrum bırakılan Fahri Kuran Kursu hocaları, Vekil İmam Hatipler. Biz Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan alınacak olan kadro sayısının artırılmasını, bu kardeşlerimize son kez kadro verilmesini defaatle talep ettik. Bütün siyasilerin bu kardeşlerimizin çalışma şekillerini, içinde bulundukları ekonomik ve psikolojik durumları değerlendirmesini talep ediyoruz. Bugün bu ülkede en düşük maaşı alan kim diye sorulsa, 700 lira gibi bir maaşla en kutsal görevi yapan Fahri Kuran Kursu hocalarımız gösterilir. Biz büyüyen Türkiye’den bahsederken, omuriliğini oluşturan, geleceği emanet ettiğimiz bu hocalarımızı psikolojik buhranlara sürüklemeyelim. Bütün Fahri Kuran Kursu Hocaları adına diyorum ki, ya bizim durumumuzu değerlendirin, gereğini yapın, ya da verilen bu 700 liraları da vermeyin. O gün göreceksiniz ki beklentilerin sadece maddiyat olmadığını, manevi kimlik bunalımının, verilecek paralardan daha elzem olduğunu anlayacaksınız şeklinde konuştu. Karabük İl Divan Toplantısına Genel Başkan Mehmet Bayraktutar’ın yanı sıra Genel Başkan Yardımcıları Mehmet Ali Omurca ve Cebrail Yakışır ve Hacı Bayram Gür de iştirak etti. |
512 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |