VİZYON-MİSYON VE DİYANET-SENVİZYON, MİSYON VE DİYANET-SEN Sendika denildiği zaman hep aklımıza ağalar, köşeyi dönenler veya sokaklarda çıkıp provokatif eylemlerde bulunup kaldırım taşları ile kamu malına zarar verenler gelirdi. Halbuki Sendikanın kuruluş amacı bu olmamalıydı. Fransızca bir terim olan Sendika; Sanayi devriminden sonra ortaya çıkan bir kuruluş olan sendika çalışanların ve çalıştıranların bir birlerine karşı sorumluluklarını ortaya koyan ve savunan bir kurumdur. Çalışan veya işverenlerin müşterek, iktisadi, sosyal ve kültürel faydalarını korumak ve geliştirmek için serbestçe, kanunlara uygun olarak kurulan ve faaliyette bulunan, bağımsız özel hukukla kurulu, tüzel kişiliğe sahip mesleki teşekkülleridir. 18. Yüzyılda kapitalist sistemin sömürüsüne karşı özellikle batıda ezilenlerin kurduğu bir sistem olmuş fakat amacına uygun olarak çalıştırılmamıştır. Grek Osmanlı devletinde gerekse İslami devletlerde nizamının değişmez ilahi hukuk kaidelerine bağlı kalması ve genel ahlak anlayışı dolayısıyle işçi teşekküllerinin kurulması ve işçilerin işverenler tarafından sömürülmesi de sözkonusu olmamıştır. Aksine, İslam kültürünün içinde tabii bir şekilde teşekkül eden Âhi teşkilatları; çırak, kalfa ve usta münasebetlerini bir hiyerarşi içinde düzenlemiş; sanat ve meslekte ihtisaslaşmayı, ticari ahlaki en üst seviyeye çıkartmış; böylece birçok sosyal ve içtimai meseleleri bir arada yürütmüştür. Yıl 1998 yılına geldiğinde bir Hılfulfudul cemiyeti’nin kurulması lazımdı ve o’da Cumhuriyetin 75. Yılında Vizyonu, Misyonu olan ve Dünyada tek müstakil bir sendika olan TÜRKİYE DİYANET VE VAKIF GÖREVLİLERİ SENDİKASI olarak hizmeti kendisini adayan bir kuruluş oldu. Eskimez insan Ahmet Yıldız ve ekibi Çok küçük sayılarla bu ağır yükü omuzladı. Yürüdükçe, hizmet ettikçe, arkasından giden dostları onlara omuz verdiler, zaman geldi kol, zaman geldi kanat oldular. 10 bin, 15 bin, 20 bin, 50 binler. Ömrü vefa etmedi YILDIZ Başkana. Ama arkada bıraktığı dava adamları ve bu davanın savunucuları, dostları, Bayrağı aldılar ve bu dava bayrağını daha yücelere çıkarsınlar diye BAYRAKTUTAR başkan ve ekibine verdiler. Bayraktutuldu, bayrak elde, yerde değil… Kervan hep yürüyordu. Durmak yok yola devam. Geriye bakmak yok hep ileri. Hizmette yarış var. “Kim yarış yapmak istiyorsa işte meydan” denildi. Ve rakipler tek tek döküldü yollarda. DİYANET-SEN’in yaptığı sadece Ücret Sendikacılığı değildi, hizmet Sendikacılığı ve değerler Sendikacılığı da yapılacaktı ve yapıldı da. Hedef 70 bin dedi BAYRAKTUTAR başkan ve Elhamdülillah arkadaşlarımız itibar ettiler, tenezzül buyurdular, 81 İl yönetimi Cevvaller, koştular koşturdular sahada, engeller aşıldı ve hedefe varıldı. Şu günlerde MBSTS Kitapları üyelerimizin ellerine geçerken kültürel alanda hizmet veren Sendikamıza yeni katılımların arttığını görmekteyiz. Hedef 100 bin inşallah. Hep beraber birlikte, Genel Merkez ve Taşra teşkilatlarıyla hep beraber güneşin doğduğu ve insanların bulunduğu her yerde, Dünyanın her yerinde Memur-Sen ve Diyanet-Sen olarak biz varız. Bizim işimiz kavga değil ki, bizim işimiz dostluk, sevgi ve barıştır. İyi ki varsın MEMUR-SEN ve iyi ki varsın DİYANET-SEN. Nail ÇELİK İzmir Diyanet-Sen 2 Nolu Şube başkanı |
984 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |