Toplantıda konuşan Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar

‘Diyanet-Sen olarak Türkiye genelinde 955 Şube temsilciliği,81 İlde teşkilatlanmasını tamamlayan 122 BinDiyanet Personelinin 71 Binini çatısı altında toplayan Dünyada inançlar alanında en büyük sivil toplum örgütüyüz dedi.

Bayraktutar; ‘Sivil toplum olabilmek, devlet iradesini kazanıma çevirmek adına anlamlı buluyorum. Sivil toplum, üyelerin istek ve sıkıntılarını dillendirirken aynı zamanda devletin karşısında sıkıntı oluştura bilecek konuları teşhis eden ilk alandır.

Bu sebeple sivil düşünceyle devletin bürokrasi ayağını oluşturan, devleti ayakta tutan, yenilenmesini sağlayan ana unsurların sivil toplum örgütleri tarafından sağlandığı bilinmelidir.Büyük bir aile olan Memur-Sen, bir milyona yakın üyesiyle Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü olurken, etkilediği alanlar itibariyle 5 Milyona yakın bir etkiye sahiptir.

Bu sebeple siyasi arenalarda tarafsız olma gibi bir lükse sahip değildir. Vatan-Millet-Din-Değerler gibi konularda tarafsız olmak sivil toplum düşüncesine aykırı hareket etmektir’ ifadelerini kullandı.

Bayraktutar; ‘Mazlumdan yana taraf olan bir halkın hakka yakın olan yanıdır DİYANET-SEN derken, mazluma çare olanların yanında TARAFIZ.Kilometrelerce ötelerden gelip, din kardeşlerimizin ülkelerine çöreklenenler karşısında TARAFIZ.Dinimizi, Diyanetimizi itibarsızlaştırmak isteyenler karşısında TARAFIZ…

Kısaca siyaset yapabilmek toplumun en çok değer verdiği alanları tartışmaya açmak, hafife almak, hatta yüzde 99’u Müslüman olan bir devlette, cüret edip Diyaneti kapatacağız diyenler karşısında TARAFIZ.

Genel Merkezimiz olarak, siyasilerin hiçbir surette Diyaneti siyaset malzemesi yapmaması gerektiğini dile getirdik. Fakat çıkarları uğruna, oy ve baraj kaygılarından dolayı bazı partiler uluslar arası bir oyunun Türkiye’deki maşaları olmaktan vazgeçmediler.

2002 tarihinden itibaren, hükümeti her defasında itibarsızlaştırmak için fırsat kollayanlar, muhalefet yapanlar özgür ve edeplerine yakışır şekilde siyaset yapmalılar. Siyaset yapıyoruz diyerek Diyanet’i itibarsızlaştırma gibi çirkin bir niyete yeltenirlerse karşılarında bizleri bulurlar.Unutmayın DİYANET-SEN hakkın, haklının yanındaTaraftır.

Önce bir parti çıkıp bu ülkede ezanın sesini susturacağını söyledi, daha sonra bir parti çıkıp bu ülkede Diyaneti kaldıracağını söyledi. Her iki partinin yapmak istediklerine yabancı değiliz. Cumhuriyetin ilk yıllarında bu ülkede camileri ahıra çevirenleri bu halk unutmadı. Biz siyasetten uzak değerleriyle insan onuruna yakışır hizmetler icra ederken, bu ülkedeki tek sorun Diyanetmiş gibi davranan siyasileri anlamakta zorluk çekiyoruz.

Ve en önemli mesele şudur ki Marjinal kesimlerin sözcüsü olanlar, çaresizliklerini çare olarak Diyanet’de arıyorlarsa son nefesin, son cümlenin, son musallanın, son duanın diyanet mensupları tarafından yapıldığını da unutmamaları gerekir. Dünya için çirkinleşmenin, dine, diyanete saldırmanın kısa vadede bir avuntu, uzun vadede ise büyük bir kayıp olduğunu kendilerine huzurunuzda tekrar hatırlatmak isterim’ şeklinde konuştu.

Bayraktutar her hangi bir partiye oy verin diyecek değilim. Fakat Dinimize, Diyanetimize ambargo uygulama dönemlerini tekrar yaşatmak isteyenler karşısında uyanık olun derim.

Geçmişten örnekler veren Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Diyanet-Sen Genel Başkanı Bayraktutar konuşmasını söyle sürdürdü,

‘Şimdi sizleri 14 Mayıs 1950 seçimlerinin yıldönümüne götürmek istiyorum.... 27 yıl boyunca o dönemin partisinden kurtulan, zulüm karşısında inim inim inleyen vatandaşlar, neler yaşadıklarını anlatıyor...

Ve şöyle konuşuyorlar

“Hayvan ve buğdayları kaçırıp saklardık!.. Asker, Türkçe ezan nöbeti tutardı... İnsanlar açlıktan otla besleniyordu... İmamların evi sık sık baskına uğrardı... En lüks yiyeceğimiz ekmek arası soğandı!..”

“Bugün halen maneviyatsızlık konusunda sıkıntılar yaşıyorsak o günlerde yapılan akıl dışı uygulamalara bakmak lazım” Medreselerin bir gecede kapatıldığını, ezanın Türkçeleştirildiğini ve mütedeyyin insanların 27 yıl boyunca kafeste tutulduğunu unutmamamız lazım. O günleri yaşayanlar bu günlerin kıymetini bizden fazla bilirler’

Bayraktutar; ‘Sivil toplum örgütü olarak her zaman desteklediğimiz bir açılım projemiz var biliyorsunuz. Bu açılım projesi taşın altına elini değil bedenini koyan insanlar tarafından gerçekleştiriliyor. Ve yıllardır Şehit haberlerinin, ölüm haberlerinin gelmemesi bizleri sevindiriyor. Bu ülkede 35 Bin 300 kişiyi katleden bir terör belasından kurtulmak büyük bir başarıdır.

Bugün demokrasi yarışının olması gerektiğini her defasında dile getirirken siyasi tuzaklarla, üst akıllarla devlet içinde vesayet kurmak isteyenlerin olduğunu da görmekteyiz. Bu sebeple gizli bir not defteri olanlar, gizli bir akıl hocaları olanlar meydan meydan gezerek espiri yapabilirler. Siyasetin yalan tuzaklarını kurmak için çırpınıyor olabilirler. Bize düşen haysiyetlerinin içinde devlet düşmanlığı, din düşmanlığı yapmayanlara yetki vermemizdir. Özgür iradelerimiz tek bir hususta katı olmalıdır, o da dinimize küfredene asla ehliyet vermememiz gerektiğidir.

Bugün bu ülkede sivil toplum örgütü olarak bütün partilerin Memur-Sen’i kendilerine örnek alması gerekir. Bizler hak arama yarışında üzerinde yaşadığımız bu ülkenin bir ağacını bir can, bir insanını bir beden olarak görüyoruz. Kırmadan, incitmeden Memurun ve çalışanın mücadele alanının sokaklar olmadığını , o yerin toplu sözleşme masası olduğunu bize mesnetsizce çamur atan sokak severcilere, eylemmatikçilere, otomatik eylemcilere hem de tüm Türkiye’ye öğrettik öğreteceğiz.

Hak ararken üyelerimizin menfaatlerini her platformda dillendirip gereği yapılana kadar da ısrarlarını sürdüren erdemli bir sendikayız. 122 Bin Diyanet camiasını ilgilendiren ve onları rahatsız eden ROTASYON sorunu, bizim olduğu kadar sizin de sorununuzdur dedik, demeye devam edeceğiz. Yaptığımız girişimler neticesinde 2015 yılı için Rotasyon uygulamasını durdura bildik. Bundan sonraki süreçte Diyanet İşleri Başkanlığı ile kurduğumuz komisyonun çalışmalarının şekillenmesi için çalışacağız. Hükümet şunu iyi bilmeli Rotasyon çözülmezse kurmak istediğiniz ve bizimde desteklediğimiz YENİ Türkiye’nin bir parçası eksik kalacaktır. Bu parça YENİ TÜRKİYE ’ye ESKİ TÜRKİYE’ nin sonuçlandırılamamış sorunlu bir parçası olarak tarihteki yerini alacaktır.

Diyanet-Sen olarak Eski Türkiye’den , Yeni Türkiye’ye hiçbir sorunlu parçanın, olayın kalmamasını istiyoruz. Rotasyonun din görevlisinin istediği şekilde tekrar revize edilmesini istiyoruz.

Başörtüsü sorununu, 12 Eylül Referandumunu, Darbelere karşı oluşan yeni yapıyı, Cumhurbaşkanının halkın seçmesini, nasıl ki masada sonuçlandırdıysak, Rotasyon sorunu da masada çözüme kavuşturmalıyız.

Burada sizlere şunu hatırlatmayı son derece anlamlı buluyorum. Rotasyon konusunda bizlerin fikrini almaksızın uygulanmak istenen bu sistemin işleyişi devam etseydi, durdurulmasaydı 81 İl 955 İlçe temsilcilikleri olarakROTASYONA HAYIR eylemi başlatacağımızı, bu hakkın bu konu sonuçlanana kadar da sendikamız tarafından saklı tutulacağını tekrar hatırlatmak isterim.

Bu zamana kadar hiçbir olayda, hiçbir istekte sokağı, eylemi aklından geçirmeyen din görevlisi, son çare olarak sokak diyorsa, bu vebalin altından hiç kimsenin kalkamayacağını buradan belirtmek istiyorum.

Bu sebeple son görüşmelerimizle Rotasyonu durdurduk, bundan sonraki görüşmelerimizde de Rotasyon konusunun din görevlileri için bir çile, bir tehtit, bir cezalandırma olmaması için uğraşlarımız devam edecektir. Aksi bir durum olursa yetkili sendika olan Diyanet-Sen üye hak ve menfaatleri doğrultusunda mücadelesini sürdürmede ısrarlı ve kararlı olacaktır.

Son olarak Bizler bu ülkede kardeşliğin inşası için, Yeni Türkiye’nin müreffeh yarınları için Haktan ve Halktan yana tarafız. Sizleri en kalbi duygularla selamlıyorum. Şeklinde konuştu.