GÖRMEZ :KURUMLARIMIZI GÖZDEN GEÇİRMELİYİZEnsar Vakfı, İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği (ÖNDER), İlim Yayma Cemiyeti,Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) ile İlim Yayma Vakfı tarafından Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü'nde düzenlenen"100. Yılında İmam Hatip Liseleri Uluslararası Sempozyumu" başladı. Sempozyumun açılından konuşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Gelinen noktada imam hatip liselerinin dini hayattaki yeri, rol ve katkıları asla küçümsenemez. Bu okullar sayesinde dinihassasiyeti yüksek toplumla kendi arasına mesafe koymayı bir itiyat haline getirme çabası içinde olan devlet arasındaki buzlar erimiş, resmi okul sistemine karşı bir tür kayıtsızlık içinde olan halkımızın bu yöndeki tedirginlikleri giderilmeye başlanmıştır. Hüzünlü, sıkıntılı ve bir daha yaşanması asla istenmeyen çalkantılı batılılaşma evremiz belki bir başka şekilde yaşanabilirdi. Şimdi bu hikaye içinde kaybolmak yerine imam-hatip okullarının devlet-millet kaynaşması adına ortaya koyduğu ihtiyatlı iyimserlik damarını sevgiyle hatırlamamız gerekir. Hiç kuşkusuz imam hatip okulları da birer devlet kurumudur" dedi. Camilerde, mescitlerde cemaatin önüne geçip imamlık yapmakla sınırlı bir görev tanımıylahizmet sunmadıklarını vurgulayan Görmez, "Dini rehberlik alanlarımız hızla çoğalıyor. Artık kendimizi her yerde bulunmak zorunda hissediyor, toplumun kılcallarına varıncaya kadar görev ve sorumluluk içinde gayret etmek istiyoruz. Toplum hızla değişiyor. Değişmek toplumun doğasında var ve biz tüm hizmet birimlerimizle yeni gelişen yapıları dikkate alan birhassasiyet içinde faaliyetlerimizi temellendirmemiz, güçlendirip seferber etmemiz gerekir. Bu doğrultuda bizim en önemli kaynağımız imam hatip mezunu gençlerimiz olacaktır" diye konuştu. "Nitelikli insan yetiştirmek gerekir" Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Asya'dan Avrupa'ya, Afrika'dan Avustralya'ya kadar hemen her coğrafyada Müslümanların kendilerine atfettiği rolün heyecan verici olduğunu ifade ederek, bunu karşılayacak nitelikli insan ihtiyacının yetiştirilmesi gerektiğini kaydetti. Mehmet Görmez, "Dünyanın bizden beklediği, vatandaşlarımızın bize yüklediği sorumluluklara bakıldığında yapılması gereken açıktır. Artık var gücümüzle kurumlarımızıgözden geçirmeli, ihtiyaç analizlerimizi daha soğukkanlı bir şekilde ortaya koymalı ve Din-i Mübin-i İslam'ın yüksek gereklilikleri için başta imam hatip okullarımız olmak üzere her düzeyde neler yapmamız gerekiyorsa bütün bunları yerine getirecek bir duruş ve ahlak içinde meseleye el atmalıyız" diye konuştu. "İmam hatip kuşağının güçlendirilmesine herkesin katkı sunması gerekiyor" Bütün İslam dünyasının, insan yetiştirme mekanizmalarını, düzenlerini yeniden konuşmak ve ele almak durumunda olduğuna işaret eden Görmez, yaşanılan sorunların halledilmesi için imam hatip kuşağının güçlendirilmesine herkesin katkı sunması gerektiğini sözlerine ekledi. Demokratikleşme serüveni gibi Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin de "İmam hatip okullarının kısa serüveni aslında Türkiye'de demokrasinin ve demokratikleşmenin serüveni gibidir" dedi. İmam hatip liselerine öğretmen bulamadıklarını belirten Tekin, "Bu okullarda eğitimci yetiştirme noktasında biraz daha taşın altına ellimizi sokmamız gerekiyor. Nostalji zaman zaman insanları statükoya teslim eder. İmam hatip okullarının geleceğini, akademik bilimsel sahadan verilerle destekleyecek araştırmalara ihtiyacımız var" diye konuştu. Kadir Topbaş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da var olan bin yıllık tarih içinde kültürelve inanç değerlerinin bulunduğunu kaydederek, "İnsanı alıp istediğiniz gibi yetiştirebilirsiniz ama toplumu farklılaştıramazsınız. Her ülke kendi değerleri üzerine ayağa kalkabilir. İmam hatipler, yönetimlerin üzerindeki baskısına rağmen halkın öz desteğiyle gücünü yenidenortaya çıkaran eğitim yöntemi olarak ortaya çıkmıştır" dedi. Sempozyum düzenleme kurulu adına konuşan Yrd. Doç. Dr. Mustafa Öcal da "İmam hatip lisesi demek, daima bir var oluş mücadelesi demektir" diye konuştu. Öcal, imam hatip camiasının kendi tarihi boyunca ülkedeki çalkantılara karşı kavga etmeyerek fikren bir duruş sergilediğini vurguladı. Bu okulların dini hayata canlılıkkazandırdığını anlatan Öcal, bunun yanında ülkenin dini, sosyal ve fikir dünyasına damgasını vurmayı başardığını dile getirdi. Mustafa Öcal, bu okullara 100 yıllık tarihi boyunca en büyük darbenin 28 Şubat'ta vurulduğunu belirtti. Yarın sona erecek Sempozyum kapsamında "Modern dünyada İslam dini eğitimi", "İslam eğitiminin geçmişi, bugünü ve geleceğinin önemi", "Türkiye'nin din eğitimi deneyimi, imam hatip liselerinin ilk prototipi: Darülhilafeti'l Aliyye Medreseleri", "Siyaset ve imam hatip okulları", "İmam hatip liselerinde yetiştirilmek istenen insan modeli" ve "Demokratikleşme süreci ve İHL'lerin geleceği" konularında oturumlar düzenlenecek. Belçika, Hollanda, İsveç, İskoçya, Singapur, Avusturya ve ABD'deki çeşitli üniversitelerden katılımcıların da konuşmacı olarak yer aldığı sempozyum yarın sona erecek. Kaynak: AA
|