DİYANET CEVAP VERDİ;"İBADETLERİNİZİ GÖNÜL RAHATLIĞI İÇERİSİNDE YAPIN"Süleymaniye Vakfı Başkanı Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır’ın gündeme
getirdiği "Türkiye’de 70 dakika fazla oruç tutulduğu" iddiasına Diyanet
İşleri Başkanlığı cevap verdi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın konuya ilişkin yaptığı açıklama şöyle: "Son
günlerde basılı ve görsel medya organlarında imsak vakti etrafında
başlayan tartışmaların ardından halkımızın sorularını yoğunlukla
Başkanlığımıza iletmesi üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılmasına lüzum
görülmüştür. 1-
Başkanlığımız ibadet vakitlerinin doğru bir şekilde belirlenmesi
hususunda öteden beri gerekli titizlik ve hassasiyeti göstermektedir.
Bu doğrultuda gerek halkımızdan gerekse ilim adamlarından gelen
eleştiri, değerlendirme ve teklifleri de daima ciddiyetle ele almakta
ve incelemektedir. Son zamanlarda özellikle imsak vakitlerine ilişkin
olarak Başkanlığımız, başlıca iki tür eleştiriye muhatap olmaktadır: a.
İmsak vakitlerinden temkini kaldırarak imsaki vaktinden daha sonraya
bıraktığı ve böylece imsak vakti girmiş olmasına rağmen insanların
yemeye içmeye devam etmelerine yol açarak oruçlarını tehlikeye attığı, b.
İmsaki vaktinden öne alarak insanları daha vakit varken bir saat
öncesinden oruca başlattığı ve sabah namazını vaktinden önce
kılmalarına yol açtığı ve böylece namazlarının batıl hale gelmesine
sebebiyet erdiği, 2- Diyanet İşleri Başkanlığı, imsak ve yatsı vakitleri ile ilgili hesaplarının yerindeliğini ölçmek ve muhatap olduğu
iddiaların doğruluk derecesini tespit etmek üzere geçen yıl Ramazan
ayının hemen akabinde yatsı ve sabah vakitlerinin tespitine yönelik
yeni bir gözlem çalışması yapmaya karar vermiştir. Bu karar
çerçevesinde Ankara Üniversitesi ile bir protokol imzalamıştır. 2011 yılı Eylül ayında başlatılan proje, Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr.Sacit
Özdemir’in başkanlığında bir gözlem heyeti tarafından yürütülmüştür.
Gözlemler hem gelişmiş astronomik aletler, hem de göz ile (denek
gözlemcilerle) olmak üzere iki yöntemle gerçekleştirilmiştir. Bu proje
devam etmektedir. Ancak şu ana kadar ulaşılan sonuçları şöyle özetlemek
mümkündür; a. Hata
payları da göz önünde bulundurularak değerlendirildiğinde aletle
yapılan gözlemlerden kabaca elde edilen sonuçlar, Başkanlığımız
takvimlerinde verilen akşam/yatsı ve imsak/sabah vakitleriyle
örtüşmektedir. b.
Gözlem yeri, şehir ışıklarının yansıması, havanın berraklık durumu,
gözlemci denek sayısı, insan gözü ile aletin algılama gücü farkı vb.
etkenlerden kaynaklandığı düşünülen sebeplerle gözle yapılan gözlemler
ile Başkanlığımız takviminde verilen akşam/yatsı ve imsak/sabah
vakitleri arasında bir miktar farlılıklar izlenmiştir. Ancak bu
farklılıklar büyük ölçüde temkin payları kapsamında
değerlendirilebilecek niteliktedir. 3-
Başkanlığımızın imsak vaktini belirlerken güneşin 18 derece ufka
yaklaşmasını esas alan ölçüsü, bütün İslam dünyasında imsak
vakitlerinin belirlenmesinde esas alınan en düşük derecedir. Bazı İslam
ülkeleri ve Müslüman topluluklar daha ihtiyatlı hareket etmek için
güneşin 19 derece ufka yaklaşmasını esas almaktadırlar. İslam
dünyasında imsak vakitlerinin belirlenmesinde 18 dereceden daha düşük
bir ölçüyü esas alan herhangi bir ülke bulunmamaktadır. Mekke-i
Mükerreme ve Medine-i Münevvere’deki uygulama da böyledir. Ancak yaz
aylarında yatsı ve imsak vakitlerinin oluşmadığı ileri enlemler bunun
dışındadır. Öteden beri İslam astronom ve muvakkitleri de imsak vaktini
belirlerken en az 18 dereceyi esas almışlardır. Bu vakit, -ilk anda
çıplak gözle fark edilemese dahi- sabah şafağının başlama vaktidir.
Diğer taraftan dört mezhebin de dâhil olduğu İslam âlimlerinin büyük
bir çoğunluğuna göre yatsı vakti ile sabah namazı/imsak vakti arasında
mühmel bir vakit yoktur. Yatsı vakti çıkar çıkmaz sabah namazı vakti
girer. Dolayısıyla imsakin sabah tanının bilimsel olarak başlangıç
vaktinden daha sonraya bırakılması, yatsı namazı vaktinin sonu
konusunda başka tereddütler ortaya koyacaktır. Netice itibariyle bu
saatten sonra kılınan sabah namazı ve başlanan oruçlara ilişkin olarak
herhangi bir tereddüt uyandırılması doğru değildir. 4-
Halkımız, Başkanlığımızın büyük bir hassasiyetle üzerinde durduğu
namaz vakitleri konusunda hiçbir tereddüt yaşamadan ibadetlerini gönül
huzuru içerisinde yapmaya devam edebilirler. Kamuoyuna saygıyla duyurulur." BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ
|