İMAM ÖĞRETMENLERİ SAVUNUYORUZ

İzmir Diyanet Sen İl Başkanı İbrahim GÜZELDAĞ;Bir açıklama yaparak"Bazı mihraklar ne istiyorlar anlamıyorum.İmam Cami de Memur olurda Okulda asi ve isyankar hain mi olur".Dedi.Daha sonra açıklamasına devam eden GÜZELDAĞ şöyle dedi;

  "Camide Cemaat'i eğiten ve onların aydınlanmasına vesile olan Diyanet mensupları okulda da öğrencilerini rahatça eğitme kapasitesindedir.

  Biz bu devlet'in ve bu millet'in vazgeçilmeziyiz.Kanun'un verdiği hakları sonuna kadar kıullanacağız

 Milli Eğitim Bakanlığı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmen açığını kapatmak için Kanuni çerçeveler de kendisine verilan hakları kullanarak İlahiyat ön lisans ve İlahiyat Lisans Mezunlarından olmak üzere kadrosuna, görevde veya emekli olan İmam-Hatiplerden eleman almıştır.

  Türkiye'nin her yerinde olabilecek bir uygulama, İzmir Güzelbahçe ve Bucada da yapılmıştır. 657 sayılı devlet memurları Kanunun da kendine yer bulan ve toplumun Dini ve ahlaki yönde gelişmesine öncülük eden İmam ve Hatiplerimiz ne yazık ki bazı kesimler tarafından incitilmişlerdir.

   21 Kasım 2008 Cuma tarihli Hürriyet Ege sayfasında konuyu haber yapmışve bu uygulamaya karşı çıkan Türk Eğitim- Sen 1 Nolu Şube Başkanı Sami Özdemir'in "Cami İmamlarının ders vermesi sakıncalıdır"sözlerine yer vermiştir.

   Yine Eğitim Sen 5 Nolu (Buca) Şube Başkanı Özcan Çetin'in"Bu gün o mahalle'nin İmamı derse giriyorsa yarın onları uygulama için Camiye götürecektir din derslerinin zorunlu ders olmaktan çıkarılmasını istiyoruz" sözleri gazete de yer almıştır.

   CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin "Güzelbahçe deki 5 okula İmamların atandığını ve bunun yanlış olduğunu" söyleyerek uygulamaya karşı çıkmıştır.

    Bizde İzmir Diyanet-Sen olarak Güzelbahçe Atatürk anıtı önünde bir basın açıklaması yaparak şöyle dedik;

   Biz İmam-Hatipler ve Müezzin Kayyumlar Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına bağlı fakültelerde eğitim alarak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1924 yılında kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı'nda görev yapıyoruz.

  Güzelbahçe'de bir-iki velinin rahatsızlığının, "Veliler ve öğrenciler rahatsız" şeklinde çoğunluğun rahatsızlığı gibi yansıtılmaktadır. sözkonusu haberlerde, "İmamdan öğretmen olur mu?", "Laik eğitim tehlikede" şeklinde ifadeler kullanılmaktadır.

    Büyük bir çoğunluk rahatsızmış gibi haber yapan DHA ile ideolojik sendikacılık adına bu konuda olumsuz açıklamalar yapan sivil toplum örgütlerini kınıyoruz. olayın basında yansıtıldığı gibi değidir.

    Okullarda kadrolu öğretmeni bulunmayan derslerde, Bakanlar Kurulu kararıyla yükseköğretim mezunu, devlet memuru sıfatı taşıyan, kendi alında bilgi ve becerisi bulunanların, ilgili kurumların oluruyla görevlendirme yapıldığı, bunun kanun ve yönetmeliklere uygun olduğu, Anayasa ile mecburi olan Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersinin başka branş öğretmenleri tarafından değil de bu konuda uzman ancak Diyanet İşleri Başkanlığı'nda görevli kişilerce verilmesinin hiçbir sakıncası olmadığı yetkililer tarafından ifade edilmiştir."

   O ZAMAN ÖYLE SAVUNDUK ŞİMDİDE BÖYLE SAVUNUYORUZ.BU MİLLETİN ÖNDERİNDEN BU MİLLET'E ZARARA GELMEZ.

Yorumlar