Diyanet-Sen Kurucu Genel Başkanı Merhum Ahmet Yıldız vefatının 11. yıl dönümünde mezarı başında dualarla anıldı.Diyanet-Sen Kurucu Genel Başkanı Merhum Ahmet Yıldız vefatının 11. yıl dönümünde mezarı başında dualarla anıldı. Din görevlilerine sendika yolunu açan, aksiyon, fikir ve dava adamı Kurucu Genel Başkanımız Merhum Ahmet Yıldız, vefatının 11. yıl dönümünde dualarla, hatimlerle anıldı. Merhum Genel Başkanımız Ahmet Yıldız’ın 25 Ocak 2010 tarihinde Hakk’ın Rahmetine kavuşmasının11. yıl dönümü nedeniyle İstanbul Samandıra’daki kabri başında bir tören düzenlendi. Törene Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Ali Güldemir, yönetim kurulu üyeleri, İstanbul şube başkan ve yönetimleri, Diyanet-Sen Eski Genel Başkan Vekili Osman Aydın, Sakarya Şube Başkanı Nihat Meraklı, Kocaeli Şube Başkanı Selami Tercan, Çanakkale Eski Şube Başkanı Sefahattin Çiloğlu ve merhumun yakınları katıldı. Ayrıca anma programına tüm şube başkanları zoom uygulamasından canlı olarak katıldı. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ise zoom programından törene bağlanarak bir konuşma yaptı.
Din görevlilerine sendika yolu açan Onuruyla yaşayan, Onursuzlarla ve onursuzluklarla savaşan, Diyanet-Sen’imizin kurucusu, Hak yolcusu, Memur-Sen’i yetkiyle tanıştıran, Gülmeyi ve sevmeyi bilen insan, Dünyadaki yolculuğunu bundan tam 7 yıl önce tamamlayan, Hepimizin dostu, ağabeyi, kardeşi, Hayatı boyunca insanları onore etmekten Ve onlara iyi olduğunu söylemekten kaçınmayan güzel insan “Seni unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız” O, “insanlık” kavramını, Sözlükteki anlamlarından daha öte ve daha zengin bir şekilde Tezahür ettirmeyi hedef almış ve başarmış bir insandı. O, inanan ve inandığını yaşamakta ısrar eden, Hak için seven, Hak için buğz eden bir insandı. Tefrik etmeden yaratılmışlara hizmet, Yaradanın ipine sarılanlara hürmet eden bir insandı. O, Yaradana giden yolda Yaradanın emirlerine uyarak Yaradanın nehy ettiklerinden kaçınarak Yaşayan ve hayat yolculuğunu tamamlamış bir insandı. O, Dine davet eden, Tebliğ için fırsat bildiği her davete icabet eden Dindarlara yol gösteren, Dini dar olanlarla mücadele eden Bir din görevlisiydi. O, Cemaatine saygı duyan, Cemaatinden saygı gören, Cemaatiyle hem hal olan, Cemaatiyle birlikte Hakka ve güzele doğru yol alan Din hizmetkarıydı, din kardeşlerinin hizmetkarıydı. O, mihrapta tavizsiz bir imam, Sohbette tevazu sahibi bir avamdı. O, adam gibi adamdı. O, Hak adamlığını, Hakka adanmışlığını Hukuk adamlığıyla destekleyen bir adamdı. O, imam olarak HAK’ka ulaşmanın yolunu gösterirken, Hukuk adamı olarak, Avukat olarak Hak arama yollarını arşınlamayı da göze almıştı. İlahiyatçı sıfatıyla Hakka davet ediyordu. Hukukçu sıfatıyla da, hak tanımazları, haksızlıkları dava ediyordu. İnsanlığıyla, Hakka inanmışlığıyla, Hak yoluna adanmışlığıyla, Haksızlıklara karşısında hukuk adamlığıyla Bir adım öne çıkanlar arasında olmaktan kaçınmayan Onurlu insan ve kurucu Genel Başkan Ahmet YILDIZ, Din görevlisinin sendikası olur mu? İslam da sendika var mı? Din görevlisi sendika kurar mı ? Sorularının sorulduğu Ve büyük bir kesim tarafından olumsuz cevaplandığı bir dönemde Din görevlileri sendikasını kurdu. Din görevlilerini sendikayla tanıştırdı. Sendikal zemine yeni bir alan Sendikal terminolojiye yeni bir kavram kazandırdı. O, Sendikacılığa renk katan, Din görevlilerine güç katan Yeni bir sivil toplum örgütünün startını verdi. Çekinmedi. Kaçınmadı. Her anında didinerek Her baskıya direnerek Din görevlileri sendikasını kuracağız Din görevlileri için sendikacılık yapacağız hedefini söylemleştirdi ve gerçekleştirdi. Din görevlilerini Diyanet İşlerini, Vakıfları ve Vakıf teşkilatını Sendikacılıkla tanıştırırken Sendikaya davet ederken, Sendikaya üye kaydederken referansı, Sadece İslam’dı, Kur’an’dı ve Hazreti Muhammed Mustafa’ydı. Diyordu ki; Bizim kültürümüzde, Bizim medeniyetimizde, Ve hepsinden önemlisi dinimizde; Yanlışlara ve haksızlıklara engel olmak var. “Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker” hükmünün gereğini yapmak var. O zaman, Sendika, İslam dışı değil. Sendikacılık, İslam’a aykırı değil. Hakkın son elçisi Doğrunun tebliğçisi, Yücelerin yücesi, Peygamberimiz’in ( a.s’ın); “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin. Ki; bu imanın en zayıf derecesidir."” hadisini esas alan Ahmet YILDIZ, Sivil toplumun en önemli enstrümanlarından biri olan Sendikal örgütlenmenin ve sendikacılık tavrının; Din görevlilerinin elinde İnsanı esas alan, Emeğe değer katan, Ekmeği dokunulmaz kılan, Tebliğe zemin hazırlayan Bir güç haline dönüşeceğine inandı. İnanmakla kalmadı, Çevresindeki din görevlilerini de buna inandırdı ve teşkilatlandı. “Hıl’fül Fuduldan günümüze Sivil Toplum ve Sendika” adlı kitabında, Din görevlileri sendikacılığının haklı gerekçelerini, Hıl’fül Fudul’da ve Ahilik teşkilatında aradı ve anlattı. Aslında, bu referanslarıyla, Sadece din görevlilerine sendika yolunu açmakla kalmadı, Muhafazakar camianın, sendikacılığa yakınlaşmasına da katkı sağladı. Söylemleriyle, gerekçeleriyle Sendikacılığa yeni bir hüviyet, yeni bir anlam kazandırdı. Ahmet YILDIZ, bu tavrıyla Bütün referanslarımızı öncelikle, Kendi inancımızda Kendi medeniyetinde Kendi kültürümüzde aramamız gerektiğine de işaret ediyordu. O, gerçekten de böyle davranan bir insandı. Diyanet-Sen’in büyümesinde Yetkili sendika olmasında Her türlü olumsuzluğa ve manipülasyona rağmen, Büyümeye devam etmesinde, Etkinliğini her geçen gün daha da arttırmasında; O’nun sayesinde Sendikacılığı ve sendikal mücadeleyi, İnanç iklimimizin ve medeniyet değerlerimizin Bir yansıması olarak görmesi Ve ifade etmesi yatmaktadır. Kurucu Genel Başkanımız Ahmet YILDIZ, Yenilikçi bir insandı. “Eski köye yeni adet getirelim” sözüyle, Bu yönünü en iyi kendisi ifade ediyor. Din görevlileri sendikasını kurarak Gerçekten de “eski köye yeni adet” getirdi Muhafazakar ve mütedeyyin kesime Sendikacılığı sevdirdi. Sendikacılığa yöneltti. O, Erdemli duruşu, Erdemli tavrı, Erdemli başkaldırıyı Erdemi içinde gizlenmiş ifadelerle dile getirdi. Doğru söyleyenin dokuz köyden kovulmasını Makul ve makbul bulmadığını, “Doğru söyleyeni, dokuz köyden kovmayalım” diyerek ifade etmek, Ancak, O’nun gibi nüktedanlıkta mahir insanlara mahsus bir beceridir. O, Sendikal zeminin Sendikacı kimliğin Doğasında var olan başkaldırıları ve isyanları dahi Din görevlisi olduğunu, dindar olduğunu Unutmadan ve göz ardı etmeden dile getirdi. Din görevlilerinin, Diyanet çalışanlarının Mali haklarının yetersizliğini “ Kimse din görevlilerinin bir lokma bir hırka yaşamasını beklemesin” Sözüyle ifade etmesi, bunun en güzel örneklerindendir. Aslında, onun düşüncedeki zenginliği Muhakemedeki enginliği, Mücadele azmindeki dinginliği Din görevlilerine sendika yolunu açmıştır. O’nu gönül adamı, Aksiyoner bir şahsiyet Ve en nihayet Sendikasıyla birlikte eylem insanı yapanda Kazanması zor, korunması meşakkatli bu nitelikleridir. Ahmet YILDIZ, Aksiyoner’di. Ahmet YILDIZ, Eylem insanıydı. Yoksa, Herkesin ortalardan kaçtığı bir dönemde Ortaya çıkıpta, “Ben varım ve hakkımı çiğnetmem” diyerek Din görevlilerini nasıl sendikacılığa davet edebilirdi. O dönem açısından mayınlı sayılabilecek bir arazide Din görevlileri ve vakıf çalışanları için Sendikacılık yapabilirdi. Sendikacılığı, Kuru bir dava, Boş bir kavga alanı olarak görmedi. Aksine, iyiliği ve güzelliği yaymak, Doğruyu savunmak, Doğruya çağırmak, Yanlışlıkları düzeltmek, Haksızlıkları gidermek, Hakkı olanı istemek, Halkı Hakka yöneltmek için yaptı. Yetinmedi Teşkilatına da aynı şekilde sendikacılık yaptırdı. Sendikayı, ücret sendikacılığı gibi dar bir alana hapsetmedi. Görevinin bilincinde bir din görevlisi olarak da Tecrübelerini aktardı. Hedefler gösterdi. O, “Biz sadece sarık ve cübbelerimizle değil, Görüş ve önerilerimizle halka öncülük etmeliyiz.” sözüyle, Din görevlilerinin sadece camide değil Her anda, Her ortamda, Her fırsatta, Her zeminde Öncü ve lider olmak zorunda olduğunu Bunun için gereken donanıma sahip olduğunu ifade etti. İdrak ettirdi. Bugün, Kamu görevlileri sendikacılığı alanında Sendikalaşma oranının en yüksek olduğu hizmet kolunun Diyanet ve Vakıf Hizmetleri kolu olması, Konfederasyonumuz Memur-Sen’e bağlı sendikalar arasında Hizmet kolunda yetkiyi elde eden ilk sendikanın Diyanet-Sen olması, O’nun bu ifadesinin, Hizmet kolumuzdaki kamu görevlileri, Ve Diyanet-Sen üyeleri tarafından ne kadar net bir şekilde idrak edildiğinin açık delilidir. İmamı olmayan cemaatin önünde olmayı, Cemaati olmayan imamın arkasında saf tutmayı Kendisine şiar edinmiş Ahmet YILDIZ, Sendikayı kurarken de kurduktan sonra da, Zamanının büyük bölümünü Sendika ve sendikacılık için harcadı. Gerçekten de saygı değer eşinin ifadesiyle “Sendikanın kuruluş çalışmalarında gece 2-3’lerde eve gelen”, Kendisiyle görüşmek isteyen herkesle görüşen, Daha büyük olalım daha çabuk büyüyelim diyerek Bir gün Trabzon’da bir gün Edirne’de görünen Tabağındakini, cüzdanındakini bölüşen Ahmet YILDIZ, Ya da bütün bunlara niçin katlandı. Bir sendika kurmak ve ona genel başkan olmak için mi? O’nu tanıyanlar ve onunla tanışanlar Bu soruya tereddütsüz hayır diyecektir. Çünkü, bilirler ki; O, hiçbir zaman Nefsini okşayacak makam ve mevki derdinde olmadı. Aksine, ruhuna huzur verecek Hizmet Mevzileri’ni aradı ve buldu. Eğer, böyle bir mevzi yoksa vazgeçmedi O mevziyi bizzat kendi kurdu. Tıpkı, Diyanet-Sen’de olduğu gibi. “Hak kutsaldır, hak aramak da kutsaldır. Hak mücadelesi kutsal bir mücadeledir” Sözüyle özetlediği sendikal duruşunu ve anlayışını Kendisiyle birlikte sendikacılık yapma onurunu Bizlere miras bırakan Ahmet YILDIZ’ın emanetini Olanca gücümüzle, olanca azmimizle O’ndan gördüğümüz ve öğrendiğimiz kararlılıkla Taşımaya gayret ettik. Taşımaya devam edeceğiz. Senin gösterdiğin yolda, Senin yaptığın gibi, Senin istediğin biçimde Sendikacılığa yön vermeye Sendikal başarılarımıza hız vermeye Devam edeceğiz. Kardeşlik diyeceğiz, Birlik diyeceğiz, Dirlik diyeceğiz. Kimseye eğilmeyeceğiz, Kimseyi kırmayacağız. Biz olacağız, biz kalacağız. Tıpkı yaptığın ve bize yaşattığın gibi … Ruhun şad, mekanın cennet olsun gülen insan güzel insan…
|
72 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |