Üyelerinin haklarını her koşulda savunan Diyanet-Sen, disiplin cezaları ile ilgili bir emsal karar daha elde etti.İZMİR BÖLGE İDARE MAHKEMESİ Diyanet-Sen'in savunduğu görevliyi haklı buldu

Üyelerinin haklarını her koşulda savunan Diyanet-Sen, disiplin cezaları ile ilgili bir emsal karar daha elde etti.İZMİR BÖLGE İDARE MAHKEMESİ Diyanet-Sen'in savunduğu görevliyi haklı buldu

Hukuk Müşavirliğimizce daha önce de farklı mahkemelerde dile getirilen ve DİB personelini mağdur eden hatalı değerlendirmelerle verilen disiplin cezalarına dair Başkanlık personelini sevindirecek emsal niteliğinde bir karar alındı.

İzmir Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi 18.06.2020 tarihli karar ile “…Uyuşmazlıkta, davacı hakkında başlatılan disiplin soruşturma dosyasındaki belgelerin incelenmesinden, davacının görevi ile ilgili olmayan bir ortamda ….. söylediği sözler nedeniyle dava konusu disiplin cezası tesis edilmiş ise de, bu olayın davacının kamu görevlisi olmasından bağımsız bir nitelik taşıdığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda; davacının, kamu görevlisi olmasından kaynaklanmayan ve disiplin hukukunu ilgilendiren yönü açıkça ortaya konmayan, hizmet dışında gerçekleşen bu fiilin bir disiplin suçu olarak değerlendirilmesi ve davacıya disiplin cezası verilmesinde hukuka uyarlık, davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ” hükmüne yer vermiştir.

Anılan karar ile ilgili bir açıklama yapan Diyanet-Sen Hukuk Müşaviri Av. Hacı Muharrem Mankır “Bir kişinin devlet memuru olması karşısında tabi olduğu disiplin hukukuna uygun bir şekilde cezalandırma yapılabilmesi için, öncelikle kesin ve somut delillerle olayın varlığının ortaya konulması ve ardından bahsi geçen fiillerin kamu görevlisinin cezalandırılmasına uygun nitelikte olması gerekmektedir. Yani bir kamu görevlisi hakkındaki iddialar doğru bile olsa cezayı gerektirmiyor olabilir. Örneğin, kişinin göreviyle hiçbir ilgisi olmayan bir alışveriş meselesinde sıkıntı yaşaması, ailevi nedenlerle hukuki sürecin olması (boşanma, miras vs.) gibi konular doğrudan kişinin cezalandırılması gerekçesi olamaz.

Mezkur karar ile beraber bu açıklamalarımızın yerinde olduğu sabit hale gelmiştir. Öyle ki mezkur kararda da kişi hakkındaki iddialar doğruyu yansıtsa da, olayın kişinin görevi ile hiçbir bağı olmaması nedeniyle disiplin cezası verilebilecek bir eylem olmadığı kabul edilmiştir. Hukuk müşavirliğimizce titizlikle ele aldığımız hususların gerekçe gösterilerek üyelerimiz lehine karar verilmesi, yoğun çabalarımızın sonuç verdiği açıktır.” İfadelerine yer verdi.

Yorumlar