“Çin’de Müslümanlara yapılan insanlık dışı bu zulüm ne insanlığa sığar ne insan haklarına ne de evrensel ahlak kurallarına sığar. İnsanlıktan nasibini anlamış Çin hükümeti ülkelerindeki Müslümanları asimile etmek için her türlü zulmü yapıyor. Her insan inancının, dininin gereğini nerede olursa olsun rahatça yaşaya bilmelidir” dedi.

Meydana topladıkları imamları “medeniyet göster” diyerek zorla dans etmeye zorlayan bu zihniyet medeniyetten, insanlıktan ne kadar uzak olduklarını ortaya koymaktadır diyen Bayraktutar, “21. Yüzyılda dünyanın bir yerlerinde Müslümanlar inancını yaşayamıyor, inancından dolayı alay ediliyor, zülm ediliyor, asimile edilmeye çalışılıyorsa bunun adı medeniyet değil barbarlıktır. Dünyanın gözleri önünde yaşanan bu vahşete dünya seyirci kalmaktadır.” Şeklinde konuştu.

Çin'in, Doğu Türkistan'daki halka uyguladığı zulmün en önemli nedeninin halkın Müslüman olmasından kaynaklandığına dikkati çeken Bayraktutar, “Çin, bölge halkının İslam kimliğini Çin Hakimiyet ve Sultası'na karşı en büyük tehlike olarak görmektedir.Halkı dininden vazgeçirmek için her türlü yıldırma ve baskı yöntemini kullanan Çin hükümeti camilerı yıkarak, toplu ibadeti, Kuran öğretimini yasaklanarak, okullarda dinsizlik propagandası yapılarak, iletişim araçları vasıtasıyla insanların dinden soğutulmaları için yoğun çaba harcandı. Yıllardır sürdürülen asimilasyon ve idamlarla adeta bölgedeki Müslüman kimliği yok edilmeye çalışıldı ve bu zulüm halen devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

Dünyanın bir çok bölgesinde Müslümanların baskı ve zülüm altında olduğunu söyleyen Bayratutar açıklamasına şöyle devam etti: “Bu sorunların en etkili çözümü İslam Birleşmiş Milletleri’nin kurulmasıdır. Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Filistin’de, Suriye’de ve dünyanın bir çok yerinde Müslümanlar’a yaşatılan zulme karşı güçlü ve etkili bir şekilde dur diye bilmenin yolu İslam Birleşmiş Milletleri’nin kurulmasıdır”